1.ÜNİTE: TARİH VE ZAMAN
İNSANLIĞIN HAFIZASI TARİH
Bütün bilimlerin amacı insana hizmettir.
Mahiyetleri (nitelik) ve araştırma metotları bakımından bilimler ‘’Tabiî Bilimler
ve Nazari (Beşeri) Bilimler’’ olmak üzere
ikiye ayrılır: Tarih bilimi de beşeri bir bilim dalıdır.
Tarihin Tanımı:
İnsan topluluklarının, geçmişteki her türlü
etkinliklerini, neden-sonuç ilişkisi içinde, yer ve
zaman göstererek, kaynaklara dayalı olarak, doğru
ve objektif bir şekilde inceleyen, araştıran sosyal
bilime tarih adı verilir.
Tarihin Konusu:
İnsan ve insan topluluklarının geçmişte meydana
getirdiği her türlü (dinî, siyasî, ekonomik, sosyal ve diğer) etkinlikleri,
Yaşam tarzları ve siyasî örgütlenmelerini,
Birbiriyle ilişkilerini, Zaman içindeki gelişimlerini kapsar.
OLAY nedir: Tarihte insanlığı etkileyen siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik dinî
konularda kısa sürede meydana gelen gelişmelerdir.
Örnek: I. Dünya Savaşı, II. Dünya savaşı, Malazgirt savaşı olay olarak
kabul edilir.
Tarihi Bir Olayın Özellikleri
* Tarihi olay tekrarlanamaz, Deney yapılamaz, Bu yönüyle
Pozitif bilimlere benzemez
* Somut bilgiler içerir, yer ve zaman bildirir, Olayların
başlangıç ve bitiş süreleri de bellidir.
* Toplumları etkiler ve Tarihi oluşturan her olay
neden-sonuç ilişkisi ile bir birine bağlıdır.
OLGU nedir: Tarihte insanlığı etkileyen olayların ortaya çıkardığı sonuçlara
göre uzun sürede meydana gelen değişimlerdir. Olgular; geneldir, süreklilik
gösterir, soyuttur.
Örnek: İstanbul'un fethi ‘’olay’’, İstanbul'un bir Türk şehri olması
ise ‘’olgu’’dur. Malazgirt Savaşı ‘’Olay’’, Anadolu’da
İslamiyet’in yayılması ise ‘’Olgu’’
Tarih biliminin yöntemi nedir?
Yöntem nedir? her hangi bir olayın ortaya çıkmasında izlenilmesi gereken
yol anlamındadır.
* Tabii bilimlerde deney ve gözlem yapılırken, tarih biliminde bunları
uygulamak mümkün değildir.
* Tarih, belgelere dayalı olarak olayları tarafsız inceler, yerini,
zamanını, sonuçlarını, olayın kahramanlarını tespit eder.
Tarih araştırmalarında kullanılan yöntemler vardır.
A- Kaynak Arama (Belge Bulma-Tarama)
1- Birinci El Kaynaklar: Tarihi bir olayın geçtiği döneme
ait her türlü bulguya Birinci elden kaynak denir ve ikiye ayrılır.
* Yazılı Kaynaklar:( fermanlar – tabletler – harita - antlaşma
belgeleri - paralar - kitabeler)
* Yazılı olmayan Kaynaklar: (sözlü edebiyat – efsaneler –
destanlar - kılık kıyafet – fosiller – çanak – çömlek - silahlar)
2- İkinci El Kaynaklar: Birinci El kaynaklardan yararlanarak
hazırlanan belgelerdir. (Ders ve Araştırma Kitapları bu kaynaklara örnek
gösterilebilir)
B- Tasnif (Sınıflama) Tarih belgelerinin daha iyi anlaşılması
için tasnif edilmektedir.
* Zamana Göre Sınıflandırma (Örnek; 19. yy Tarihi,
İlkçağ ...)
* Mekana Göre Sınıflandırma (Örnek; Anadolu
Tarihi, Avrupa Tarihi ...)
* Konuya Göre Sınıflandırma (Örnek; Sosyal
Hayat, Ekonomik Hayat, Siyasi Hayat... )
C- Tahlil (Analiz-Çözümleme): Eldeki verilerle konunun ana başlıkları
ve içindekiler bölümü ana hatlarıyla ortaya çıkarılır. (Verilerin konu veya
başlıklara göre ayrıştırılması yapılıyor)
D- Tenkit (Eleştiri): Eldeki verilerin güvenirliği, nesnelliği
ve kanıtlanabilirliğinin araştırıldığı ve eleştirildiği basamaktır.
E- Sentez (Terkip): Verilerin bir araya getirilmesiyle
sonuca varma, bir ürün ortaya çıkarma, tarihi bilgiyi oluşturma basamağıdır.
Tarihe Yardımcı Bilim Dalları
Arkeoloji (kazı bilimi)
Coğrafya (Yeryüzü ile Toplumlar arasındaki ilişkiyi kuran bilim dalı)
Paleografya (yazıları inceleyen bilim)
Nümizmatik (paraları inceleyen bilim)
Antropoloji (ırkları inceleyen bilim)
Secere (soy kütüğü):
Antroponomi (kişi isimlerini inceleyen bilim)
Etnoğrafya (kültürleri inceleyen bilim)
Epigrafi (kitabeleri inceleyen bilim)
Heraldik (mühürleri-armaları inceleyen bilim)
Filoloji (dilleri inceleyen bilim)
Karbon 14 metodu: (yaşı hesaplayan bilim)
Kronoloji (zaman ve takvim bilimi)
Sosyoloji (toplumları inceleyen bilim)
Hidrografya (suları inceleyen bilim)
Diplomatik (Ferman ve Antlaşma metinlerini inceleyen bilim dalı)
İstatistik (Eldeki verileri Analiz eden bilim dalı)
NEDEN TARİH?
* Milletlerin ortak hafızası olan tarih, millî ve toplumsal kimliğin
inşasında önemli rol oynar.
* Tarih, bireylere yaşadığı toplumun geçmişini öğreterek kişinin kendi
milletine aidiyet duygusuyla bağlanmasını sağlar.
* Tarih, kimliğin oluşumunda hafızanın destekleyicisidir.
* İnsanın kendini, geçmişinden haberdar olmasını sağlar. Tarih
insanlığın hafızasıdır. Topluma değerlerimizi hatırlatıp, insanları yaşama
bağlar.
* Geçmiş olaylar değerlendirilip geleceğe yön verilir.
* Olaylara daha geniş açıdan bakılmasını sağlar.
* Millî ve toplumsal kimliğin oluşmasında dil ana etkendir.
* Tarih birliği, dinî inanışlar, devlet yapıları, coğrafi birliktelik,
musiki ve ülkü birliği de bu şuurun oluşmasında önemlidir.
* Tarih kitapları, sadece milletlerin kendi tarihinden bahsetmez; diğer
toplumlarla etkileşimler yaşandığı hakkında da güçlü bir bilinç oluşturur.
* Tarih bilinci, bireyin gerek sosyalleşmesinin gerekse kendi yaşam
deneyiminin etkisiyle tarihin farkında olmasıdır.
* Tarih, uyguladığı yöntem gereği bireylerde araştırma ve kanıt kullanma
becerisini artırır.
* Tarih bilimi geçmişten günümüze meydana gelen olay ve olguları kronolojik
bir süreçte ele aldığı için olay ve olgular arasında neden-sonuç ilişkilerini
ortaya koyar.
* Millî Tarihsel empati ile geçmişte yaşamış insanların değer yargıları,
olaylara ve dünyaya nasıl baktıkları, ne hissettikleri anlaşılabilir ve bunun
sonucunda insanların geçmişi anlama becerisi gelişir.
* Tarihî olaylara bakış açısı tarihî olaylar ele alınırken tarihî
bilgilerin kendi döneminin şartlarına göre değerlendirilmesi gerekir.
* Millî bilinci oluşturarak geçmişte bir arada yaşamış ve gelecekte de bir
arada yaşamak isteyen toplumun, birlik ve beraberlik içinde olmasını sağlayan
tarih, toplumdaki manevi değerlerin gelişmesinde de önemli rol oynar
Tarihî Olaylara Bakış Açısı
* Tarihî olaylar ele alınırken tarihî bilgilerin kendi döneminin şartlarına
göre değerlendirilmesi gerekir. Uzun yıllar önce yaşanmış bir olayın bugünün
bakış açısı ve değer yargılarıyla ele alınması doğru değildir.
* Tarihçi; geçmişe ait bir bilgiyi, gerçeği anlamak için kullanır.
* Belgeler, yoruma muhtaçtır ve olayın yaşandığı çağın ve toplumun
ruhunu taşımaktadır.
ZAMANIN TAKSİMİ
Tarihin Dönemlendirilmesi:
* İnsan, geçmişini bir düzene sokmak için asır, çağ, devir gibi
terimlere başvurmuştur.
* İnsanların yaşadıkları anı tespit edebilme isteklerinin bir sonucu olarak
ortaya çıkmış bir araç olan takvim, zaman belirlemede kullanılır.
* Yazı sayesinde tarihin kaydını tutmaya başlayan insanoğlu yazının keşfini
bir dönüm noktası olarak kabul etmiştir. Bunun sonucunda yazıdan önceki
zamanlar tarih öncesi, sonraki zamanlar ise tarihî dönemler
olarak adlandırılmıştır.
* Tarihî olayların daha rahat incelenmesi, araştırılması ve öğrenilmesi
için tarihçiler tarihi belirli dönemlere (çağlara) ayırmıştır.
* Geçmişin dönemlendirilmesinde farklı toplum ve kültürler kendi
tarihlerindeki önemli olayları esas almıştır.
* Batı toplumlarının tarihî gelişim aşamalarını gösteren kölelik,
feodalizm, kapitalizm dikkate alınmıştır.
* Avrupalı olmayan milletler, Avrupa coğrafyasını ve tarihini etkilerse
(Kavimler Göçü ve İstanbul’un Fethi gibi) bu dönemlendirme içerisinde ancak
yer alabilmiştir.
Takvim Sistemleri
* İnsanlık; zamanı gün, hafta, ay, yıl gibi belli periyotlara bölmüş ve
düzenli bir sistem çerçevesinde algılamıştır.
* Hayatı bu çerçevede düzenlemek üzere insanlar yaklaşık 6000 yıldan beri
takvim kullanmıştır. Sümerler, Babiller, Mısırlılar, Yunanlar, İbraniler,
Romalılar, Aztekler, Mayalar, Çinliler, Hintler, Tibetliler, Türkler ve Araplar
gibi çok çeşitli millet ve topluluklar değişik takvimler
meydana getirmiştir.
Not: Takvimler iki esasa dayalı olarak hazırlanmıştır.
Güneş yılı:
* Takvim ilk kez güneş yılına göre Mısırlılar tarafından, dünyanın güneş
etrafındaki bir tam dönüşüdür. 365 gün 6 saattir.
Ay yılı:
* Ay yılına göre ise Sümerliler tarafından Ayın dünya etrafındaki 12
tam dönüşüdür. 354 gündür.
*
İlk takvim bilgisi Mezopotamya medeniyetinde gelişti. Mısırlılar ilerletti.
Roma Medeniyeti son şeklini verdi denilebilir.
Not: Türkler de tarih boyunca yaşadıkları coğrafyaya göre kültürel, ekonomik
ve dinî etkileşimlerin ürünü olarak çeşitli takvimler kullanmışlardır.
* 12 Hayvanlı Türk Takvimi: En eski
Türk takvimidir. Her ay bir hayvanla anılır. 12
ay vardır. Türklerin İslam
öncesinde kullanıldığı takvimdir Güneş yılına
göre hesaplanmış (365 gün) Uygurlar bulmuştur. Takvim-i Türki, Sal-i Türki
adı ile bilinir. Çin ve Tibet gibi Asya ülkelerinde halen
kullanılmaktadır.
* Hicri Takvim : Hz. Muhammed'in (622) Hicreti'ni
esas alır. Hz. Ömer zamanında kullanılmaya başlanmıştır. Ay yılı
esasına göre yapılmıştır (354 gündür).
* Celali Takvimi: Sultan Melikşah'ın emri ile Ömer Hayyam'ın
başkanlık ettiği bir heyet tarafından hazırlanmıştır. Sadece Selçuklular
kullandı. Güneş yılı esasına dayanır. Başlangıç 1079'dur.
* Rumi Takvim: II. Mahmut döneminde sadece Mali işler için
yapılmış, başlangıcı Hicret, fakat ay yılı yerine işleyişi güneş yılına
dayalı takvimdir. Sadece Osmanlılar kullanmıştır. 365 gün
esasına dayanır.
* Miladi Takvim: Kökeni Mısırlılara dayanan bu
takvimi Romalılar geliştirmiş ve Papa 13. Gregorious (Gregoryus) son şeklini
vermiştir. Hz. İsa'nın doğumunu esas alır. Güney yılı
esasına dayanır. 365 gün 6 saattir. Türkiye’de 26 Aralık 1925 yılında
kabul edilmiştir. Bugün Türkiye’de kullanılan takvimdir.
Yüzyıl Hesaplaması: Her yüzyıla bir asır denir.
0-99 (1. Asır)
100-199 (2. Yüzyıl)
400-499 (5. Asır)
900-999 (10. Yüzyıl)
1000-1099 (11. Asır)
1500-1599 (16. Yüzyıl)
1900-1999 (20. Asır )
2000-2099 (21. Yüzyıl)
Örnek: Aşağıda Bazı önemli gelişmelerin yaşandığı yılların, kaçıncı yüzyılda
gerçekleştiği ile ilgili bilgi verilmiştir.
* 622 yılı (7. Yüzyıl)
* 1071 yılı (11. Asır)
* 1302 yılı (14. Asır)
* 1453 yılı (15. Yüzyıl)
* 1699 yılı (17. Yüzyıl)
* 1789 yılı (18. Yüzyıl)
* 1839 yılı (19. Yüzyıl)
* 1876 yılı (19. Asır)
Tarih Yazıcılığı: Tarih boyunca varlığını sürdürmüş birçok
devlet, önemli gördükleri bilgi ve deneyimleri gelecek nesillere aktarma
ihtiyacı duymuştur. Yazının kullanılmaya başlamasıyla kaydedilen bu bilgiler
tarih yazıcılığını başlatmıştır.
Örnek: Hititlerde (Anallar), Ruslarda (Kronikler), Göktürklerde (Orhun
Abideleri), Osmanlılarda (Vakayiname)
Önemli bazı pratik bilgiler;
* Osmanlılarda resmi Tarih yazıcılarına (tarihçi) Vakayinüvis adı
verilmiştir.
* ‘Tarihin Babası’ olarak bilinen Heredot, Historia isimli
tarih kitabını yazarken dinlediklerini aynen yazmamış, bilgilerin doğru olup
olmadığını araştırmış ve yorum yaparak yazmıştır.
* 7. Yüzyılda ilk İslam tarihçisi Taberi'dir.
* İslam tarihinde en ünlü tarihçi ve sosyolog İbni Haldun'dur. Mukaddime isminde
bir eser yazmıştır.
* Tarihteki önemli kişilerin hayat hikayelerinin yazıldığı eserlere Şehname adı
verilir.
Tarih yazıcılığı Anlayışları
A- Hikayeci Tarih Anlayışı: ilk Çağda ortaya çıkmış ve olaylar
hikaye yoluyla anlatılmış, efsanelere yer verilmiştir. Neden-sonuç İlişkisine
fazla dikkat edilmemiştir. Bilinen en önemli temsilcisi Heredot’tur.
B- Öğretici Tarih Anlayışı: Okuyucuya tarihi olaylardan ders
çıkarmak ve milli değerleri benimsetmek için yazılan tarih anlayışıdır. Bilinen
en önemli temsilcisi Thukydides’tir
C- Araştırmacı Tarih Anlayışı: Günümüzdeki Tarih Anlayışıdır.
Yer-Zaman, Sebep-Sonuç ilişkisi ve Kaynaklara dayalı olarak yazılan tarih
anlayışıdır.