5. ÜNİTE İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SÜRECİNDE TÜRKİYE VE DÜNYA
II. Dünya Savaşı: Almanya’nın 1939’da Polonya’yı işgal etmesiyle başlamış ve Japonya’nın 1945 yılında savaştan çekilmesiyle sona ermiştir. Mihver ve Müttefik Devletleri arasında yaşanan II. Dünya Savaşı, 6 yıl sürmüştür. Avrupa kıtasında başlayan savaş daha sonra Kuzey Afrika’ya ve Büyük Okyanus’a yayılmıştır. Bu Savaştan özellikle ABD ve SSCB güçlü çıkmışlardır. Bu Savaşta Milyonlarca insan hayatını kaybetmiş ve ilk kez atom bombası kullanılmıştır.
II.Dünya Savaşı’nın Nedenleri :
a-) I. Dünya Savaşı sonrasındaki barış antlaşmalarının adaletsiz ve ağır
oluşu (Özellikle Versay’ın).
b-) 1929 Ekonomik Bunalımı’nın kötü etkilerinin saldırgan yönetimlerin iş
başına gelmesine sebep olması.
c-) Milletler Cemiyeti’nin sorunları çözmekte yetersiz oluşu; Fransız ve İngiliz
çıkarlarını gözetmesi.
d-) I. Dünya Savaşı sonrası hayal kırıklığına uğrayan İtalya’nın
Akdeniz’deki yayılmacı emelleri.
e-) Japonya’nın Uzakdoğu ve Pasifik ile ilgili emelleri.
f-) SSCB’nin komünizmi tüm dünyaya yaymak istemesi; ayrıca İngiltere ile Fransa’nın komünizme karşı gelebileceğine inandığı Faşizm ve Nazizm’e engel olmaması.
ÜLKELER ARASI GRUPLAŞMALAR:
Mihver Devletler : Almanya, İtalya, Japonya
Müttefik Devletler : İngiltere, Fransa, SSCB, ABD
II.DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİNDEKİ GELİŞMELER
JAPONYA:
1930’lu yıllarda Uzak Doğu’nun en güçlü devleti olmuştur.
1931’de Mançurya’yı işgal ederek, Çin’e yönelmiştir.
1933’te Milletler Cemiyeti’nden, 1934’te Washington Antlaşması’ndan
çekilmiştir.
1934’te “Asya Asyalılarındır.” sloganıyla batılıların Çin’le
olan ilişkilerini kesmelerini istemiştir.
1937’de Çin’e saldırmıştır, ABD ve İngiltere ise Çin’in yanında yer
almışlardır.
1938’de doğu ve orta Çin topraklarını ele geçiren Japonya, Batılı
devletlerin Doğu Asya’dan atılmasını öngören “Yeni Düzen”i ilan etmiştir.
İTALYA:
I.Dünya Savaşı’nda amacına ulaşamayan İtalya; savaştan sonra siyasi, sosyal
ve ekonomik sıkıntılar yaşamıştır. Bu sıkıntılar 1922’de Benito Mussolini’yi
iktidara taşımış ve İtalya’da aşırı milliyetçilik esasına dayalı bir yönetim
olan Faşizm benimsenmiştir.
‘’Bizim Deniz’’ idealiyle yola çıkan Mussolini, Akdeniz’i kontrolü altına almak ve
Roma İmparatorluğunu tekrar canlandırmak istemiştir. Mussolini bu hedefine
ulaşmak için yayılmacı bir politika izlemiştir.
Bu politika gereğince önce Yugoslavya’dan Fiume (bugünkü Rijeka-Hırvatistan) şehrini alan İtalya, 1936 yılında da Afrika kıtasında bulunan Habeşistan’ı işgal etti (İspanya İç Savaşı’na da karıştı.) 1939’da Arnavutluk’u işgal etmesi, Balkan Antantı için büyük bir darbe oldu.
ALMANYA:
Versay Antlaşması’nın dayattığı ağır yükümlülükler ve 1929 Dünya Ekonomik
Krizi, Hitler’i 1933’te iktidara taşımıştır.
‘’Hayat Sahası’’ idealiyle yola çıkan Hitler, bütün
Almanları tek çatı altında toplamak istemiştir.
Yayılmacı bir politika izleyen Hitler, Versay Antlaşması’nı yok saymış ve
topraklarını sınır tanımadan genişletmeye çalışmıştır. 1938’de Avusturya’yı
topraklarına katmış, aynı yıl Münih Ant. ile Çekoslovakya’dan Südet bölgesini
almış, Mart 1939’da ise Çekoslovakya’nın tamamını işgal etmiştir.
1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’ya işgal etmesi üzerine, İngiltere ile Fransa 3 Eylül 1939’da Almanya’ya savaş ilan etmiş ve böylece II.Dünya Savaşı başlamıştır.
Yatıştırma Politikası :
İngiltere Başbakanı Chamberlain döneminde, Almanya’nın Avrupa’daki
işgallerine ve yayılmacı politikasına sessiz kalan İngiltere’nin 1935-1938
yılları arasında izlemiş olduğu politikaya verilen ad. Yatıştırma
politikasının temelinde, Almanya’nın işgal ettiği küçük birkaç toprak
parçasının korumak isteyeceği ve işgallere son vereceği düşüncesi yatmaktaydı;
fakat Hitler bu politikadan cesaret alarak, toprakları işgal ettikçe daha fazla
toprak istemeye başlamıştır.
Chamberlain izlediği bu politika sebebiyle 1940 seçimlerini kaybetti ve Winston Churcill seçimleri kazanarak 1940’ta İngiltere Başbakanı oldu.
Münih Antlaşması (1938):
İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya arasında toplanan Münih Konferansı’nın sonunda imzalandı. Bu antlaşma ile Çekoslovakya’nın Südet bölgesi Almanya’ya verildi. Bu nedenle Çekoslovakya tarafından “Münih İhaneti” olarak anıldı. Yatıştırma politikasının çok bariz bir örneğidir.
Ortak Refah Alanı (Yeni Japon Düzeni):
Japon imparatoru Hirohito’ya ait bir plândır. Batılıların Asya’daki egemenliğine tepki olarak doğmuştur. Buna göre İngiltere, Fransa, Hollanda ve ABD dörtlüsü Japonya tarafından Uzakdoğu’dan kovulacak, kurtarılmış Uzakdoğu halkları Japon yönetimi altında birleşecek ve gelişecekti.
Tokyo-Berlin Paktı (Anti-Komintern Pakt):
1936’da Japonya ve Almanya tarafından SSCB’ye karşı imzalanan antlaşmadır. 1937’de bu pakta İtalya’nın da katılımıyla Roma-Tokyo-Berlin Mihveri oluştu
Çelik
Pakt:
1939’da Almanya-İtalya arasında imzalanan pakttır. Buna göre iki devletten biri saldırıya uğrarsa diğeri koşulsuz olarak yardım edecekti. İtalya, Almanya’nın etki alanına girdi
Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı (Ağustos 1939):
Münih Konferansı’ndan sonra Batılı devletlere güveni azalan SSCB, Almanya ile saldırmazlık antlaşması imzaladı. Aslında gizli bir madde ile bu iki devlet Doğu Avrupa’yı aralarında bölüşüyordu.1941’de SSCB’ye saldıran Almanya bu paktı çiğnemiştir.
Maginot (Majino) Hattı :
II. Dünya Savaşı’nda Fransa'nın kuzey ve doğu sınırlarını kapsayan savunma hattıdır. Fransa'nın Almanya tarafından tekrar işgalini önlemek üzere inşa edilmiştir. O dönemde dünyanın en güçlü savunma hattı olarak kabul edilen Maginot Hattı, İkinci Dünya savaşında Almanlar tarafından kısa sürede geçilmiş ve Fransa tekrar Almanların işgaline uğramıştır. Günümüzde müze olarak halka açılmıştır.
SAVAŞ YILLARI (1939-1945)
Savaşın cepheleri: Avrupa, Kuzey Afrika, Pasifik.
A-) Avrupa Cephesi :
Almanya’nın 1939’da Polonya’yı işgal etmesi üzerine, İngiltere ile Fransa
Almanya’ya savaş ilan etmişler ve savaş başlamıştır (SSCB de Alman-Sovyet
Saldırmazlık Paktı uyarınca hızla Polonya’nın doğusunu işgal etti.)
1940: Almanlar Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika ve Fransa’yı işgal etti. İngiltere’ye ağır hava saldırıları düzenleseler de ciddi kayıplar verince geri çekildiler. Haziran 1940’ta İtalya resmen savaşa girdi ve Yunanistan’a saldırdı. Onları püskürten Yunanlar, Arnavutluk’a girdi
NOT : Avrupa’da İtalya’nın yanı sıra Finlandiya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan devletleri ile Yugoslavya içindeki Hırvatlar da Almanya’ya destek vermiştir. Almanya tarafsız kalan Franco İspanya’sına saldırmadı.
1941: Almanlar Yugoslavya’yı işgal edip Hırvatlara bağımsızlık verdi. Yunanistan ve Girit’i işgal ettiler.
Barborassa Harekatı (Haziran 1941) :
Almanların, SSCB üzerine 1941’de yapmış olduğu işgal harekatına verilen
addır. Tarihin en geniş çaplı askerî harekatıdır. Ukrayna ve Kırım’ı işgal eden
Almanlar, Kafkasya’daki SSCB petrollerine doğru ilerledi.
Bu harekatta Blietzkrieg (Yıldırım Savaşı) taktiğini kullanan Almanlar çok hızlı ve şok bir işgal gerçekleştirdi. Barbarossa Harekatı’ndan sonra SSCB resmen II. Dünya Savaşı’na girdi.
Yıldırım Savaşı
(Blietzkrieg) :
II. Dünya Savaşı'nda Almanların savaş stratejisidir. Bu savaş taktiğinde amaç, hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. Hitler tarafından II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği’ne karşı gerçekleşen Barbarossa Harekatı’nda, bu savaş stratejisi kullanılmıştır.
Stalingrad Muharebesi (1942-1943) :
II. Dünya Savaşı sırasında, Alman ordusu ile Sovyet ordusu + işçileri
arasında Stalingrad (bugünkü Volgograd) şehri önlerinde yapılan savaştır. Kıta
Avrupası’nda rakibi kalmayan ve SSCB topraklarında ilerleyen Almanlar, Volga
Nehri kıyısındaki Stalingrad’da tarihin en kanlı savunma savaşlarından birinde
SSCB’ye yenildi (Stalingrad şehri Almanlara 8 ay direnmiştir).
2 milyon kişinin öldüğü bu muharebe, II. Dünya Savaşı’nın dönüm noktasıdır.
Almanların Avrupa’da durdurulduğu bu savaştan sonra Almanlar geri çekilmeye,
SSCB ilerlemeye başlamış ve bu Sovyet ilerlemesi Berlin’e kadar sürmüştür.
Notlar:
1942: Almanya hâlâ güçlüdür ama Stalingrad’ı bir türlü ele geçirememiştir.
1943: Müttefik kuvvetler Sicilya Adası’nı ele geçirdi, Mussolini devrildi, İtalya
savaş dışı kaldı.
1944 : SSCB Batı’ya doğru ilerleyerek tüm Doğu Avrupa ve Balkanları işgalden
kurtardı. Müttefikler Roma’ya girdi ve İtalya’nın tamamı Alman birliklerinden
temizlendi.
Normandiya Çıkarması (1944) :
Müttefik Devletlerin (özellikle ABD’li ve İngilizlerin), Almanlar üzerine
1944’te yaptığı etkili saldırıdır. Müttefik kuvvetler, Fransa’nın Normandiya
kıyılarından yaptığı bu askerî çıkarmada Almanlara karşı önemli bir zafer
kazandı. Almanların, bu askeri çıkarmada ağır bir yara almaları ve geri
çekilmeleri savaşın sonucunu Müttefik Devletlerin lehine etkilemiştir
Stalingrad Muharebesi ile beraber Avrupa Cephesi’nin kaderini belirleyen
savaştır. Bu çıkarmadan sonra ilerleyen Müttefikler, kısa sürede Fransa’yı
işgalden kurtardı.
1945 : Kızıl Ordu (SSCB ordusu) Berlin’e girdi, Hitler intihar etti, Almanya 7 Mayıs’ta savaştan çekildi.
B-) Kuzey Afrika Cephesi
1940 : Libya’yı elinde bulunduran İtalyanlar, Mısır’daki İngilizlere saldırdı
fakat yenildiler ve Libya’ya geri püskürtüldüler. İngilizler Libya’ya girdi,
Almanlar İtalyanların yardımına koştu.
1941-1943 : “Çöl Tilkisi” lakaplı Alman General Erwin
Rommel, İngilizleri Libya’dan çıkardığı gibi Mısır’a girdi ve
İskenderiye’nin 100 km yakınındaki El Alameyn’e kadar ilerledi. İngiliz
General Montgomery onu durdurdu. İngiliz birlikleri
Libya’ya girerken ABD’liler de Tunus’a girdi.
Kuzey Afrika Cephesi’ne tank savaşları damga vurmuştur. İtalya ve Almanya
bu cephede istediğini elde edememiş, Mısır’daki İngiliz varlığına son
verememiş, Süveyş Kanalı’nı ele geçirip İngiltere’nin sömürgeleriyle
bağlantısını koparamamıştır. Mihverler 1943’te bu cephede yenilince Müttefikler
Sicilya ve İtalya’yı ele geçirmeye başladı.
C-) Pasifik Cephesi :
ABD ile Japonya’nın Pasifik Okyanusu’nda birbirine karşı üstünlük
mücadelesi verdiği cephedir.
Pearl Harbor Baskını ( Aralık 1941) :
Hawaii Deniz Savaşı… Japon Hava ve Deniz
Kuvvetleri'nin, 1941’de ABD’nin Hawaii adalarında bulunan Pearl
Harbor askerî üssüne karşı düzenlediği sürpriz saldırıdır.
Japonya’nın kesin zaferiyle sonuçlanan bu saldırıda, ABD ağır bir yara
almıştır. Bu saldırı sonrası döneminde ABD, Müttefik
Devletlerin (İngiltere ve Fransa) yanında II. Dünya Savaşı’na resmen
girmiş ve Pasifik Cephesi açılmıştır.
Midway Deniz Savaşı (Haziran 1942) :
ABD-Japonya arasında Pasifik Okyanusu’ndaki Midway Adası yakınlarında yapılan savaştır. Bu cephenin dönüm noktasıdır; savaşı kazanan ABD, Pasifik Cephesi’nde üstünlüğü ele geçirdi.
Leyte Deniz Savaşı (1944) :
ABD ile Japonya arasında, Pasifik Okyanusu’nda (Filipinler’e bağlı Leyte Adası civarında) gerçekleşmiş olan, tarihin en büyük hava ve deniz savaşlarından birisidir. Japonya ağır bir yenilgi almıştır. ABD, Filipinler' i işgal etmiş ve Müttefik Devletler, Pasifik Okyanusu’nu denetimleri altına almışlardır.
Manhattan Projesi (1945) :
ABD’nin atom bombası üretme projesidir. ABD, Japonya’yı teslim almak için 6 Ağustos 1945’te Hiroşima şehrine, 9 Ağustos 1945’te ise Nagazaki şehrine atom bombası attı. Hiroşima’da 240 bin, Nagazaki’de ise 80 bin sivil katledildi. Ağır bir darbe alan Japonya’nın teslim olmasıyla Pasifik Cephesi kapandı, II. Dünya Savaşı sona erdi (En geç teslim olan Mihver devleti Japonya, en geç kapanan cephe de Pasifik Cephesi’dir).
Birleşmiş Milletler (BM) 1945 :
II. Dünya savaşının bitiminde, Müttefik devletler tarafından yeni dünya
düzenini kurma ve dünya barışını devam ettirmek için 1945’te kurulmuş
teşkilattır. San Francisco Konferansına katılan devletler kurucu üye kabul
edilmişlerdir. Türkiye de kurucu üyelerdendir.
Merkezi New York’ta bulunur. İngiltere, Fransa, ABD, Rusya ve Çin; BM
güvenlik konseyinin daimi ve veto yetkisine sahip 5 üyesidir.
Temel işlevi dünya barışını ve güvenliğini korumaktır (Savaştan önceki Milletler Cemiyeti gibi). Not: Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler birbirinden bağımsız iki kuruluştur.
SAVAŞ YILLARINDA TÜRKİYE
A-) II.Dünya Savaşı’nda Türk Dış Politikası :
Mihver ve Müttefik Devletler, II.Dünya Savaşı’nda coğrafi konumundan dolayı
Türkiye’yi kendi taraflarında savaşa sokmak istemişlerdir. Türkiye ise toprak
bütünlüğü ve bağımsızlığını korumak amacıyla savaş dışı kalmıştır.
Savaşı kazanan tarafın ortaya çıkmasıyla Türkiye, Birleşmiş Milletler’de yer alabilmek için 23 Şubat 1945’te sembolik olarak Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etmiştir.
Üçlü İttifak (Ankara Paktı-1939): Türkiye, İngiltere ve
Fransa arasında imzalandı. Buna göre savaş Akdeniz’e yayılırsa bu 3 devlet
birbirine yardım edecekti (Bu yüzden “Karşılıklı Yardım Antlaşması” olarak da
bilinir). Ayrıca anlaşmaya göre İngiltere ve Fransa, Türkiye’ye maddî yardımda
bulunacaktı. Ancak Fransa’nın Nazi işgaline uğrayıp savaş dışı kalmasıyla anlaşma
1940’da geçerliliğini yitirdi
Türkiye ile Almanya arasında 1940’ta bir ticaret antlaşması, 1941’de
ise “Saldırmazlık Paktı” imzalandı.
1941’de Türkiye ile Bulgaristan arasında “Saldırmazlık Paktı” imzalandı.
Türkiye ile Müttefik Devletler arasında 1943’te Adana ve Kahire Görüşmeleri
yapılmıştır. Bu görüşmelerde Türkiye’yi savaşa sokmak için ikna edilmeye
çalışılmış ama sonuç alınamamıştır.
B-) II. Dünya Savaşı’nın Türkiye’ye Etkileri :
1940’ta ekonomiyi ve fiyatları denetim altına almak için “Milli
Korunma Kanunu” çıkarıldı. Bu kanunla Petrol Ofisi, Et ve Balık Kurumu
gibi bazı kurumlar kuruldu.
Savaş nedeniyle 1 milyon asker beslendiği, yıllık bütçenin % 60’ı ordunun
masraflarına harcandığı için II. Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulanamadı.
Tarımsal üretim (özellikle buğday üretimi)
azaldı.
* Enflasyon ve karaborsa arttı, büyük kentlerde karne uygulamasına (özellikle
ekmekte) geçildi.
1940’ta Köy Enstitüleri kuruldu (Demokrat Parti döneminde 1954’te
kaldırıldı)
Savaşın olumsuz etkileri Türk Edebiyatına da yansımış ve Garip Akımı (Orhan
Veli Kanık, Oktay Rifat HOROZCU, Melih Cevdet ANDAY) ortaya çıkmıştır.
Peyami SAFA, Ahmet Hamdi TANPINAR, Bedri Rahmi EYÜBOĞLU, Behçet NECATİGİL
ve Sait Faik ABASIYANIK bu dönemin önemli şair ve yazarlarındandır.
İhracatımız azalırken devletin masraflarını karşılamak için birçok yeni vergi kondu:
Varlık Vergisi (1942) :
II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’deki olağanüstü durumu fırsata çevirip servet edinen tüccarlardan 1942’den itibaren alınan bir vergidir. Bu vergiyi ödeyemeyen tüccarlar çalışma kamplarında (Erzurum-Aşkale) çalıştırılmışlardır. Özellikle gayrimüslim tüccarlardan toplanan bu vergi sert tepkiler sonrası 1944’te kaldırıldı.
Toprak Mahsulleri Vergisi (1944) :
Kırsal bölgede yaşayan çiftçiler ürettikleri ürünün % 10’unu nakit veya mal
olarak ödeyecekti (Osmanlı’daki Aşar Vergisi’ne benzer). Savaş nedeniyle
harcamaları artan devlete kaynak sağlamak için konan bir vergidir. Bu vergi
büyük servetleri olan çiftçilerden çok, geçimini zar zor sağlayan küçük
çiftçilerden ancak alınabilmiştir. Tepkiler üzerine 1946’da
kaldırıldı.
NOT : Varlık Vergisi şehirli ’’tüccar’’ kesimden alınan bir vergi iken,
Toprak Mahsulleri Vergisi kırsal bölgedeki ‘’çiftçi’’ kesimden
alınan bir vergi türüdür.
Köy Enstitüleri (1940-1954) :
İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere 1940’ta açılmış
okullardır. Köylerden toplanan ilkokul mezunu zeki çocuklar, bu okullarda
yetiştirildikten sonra yeniden köylerine dönerek öğretmenlik
yapmaktaydılar. Hasan Âli Yücel’in Millî Eğitim
Bakanı olduğu dönemde, İsmail Hakkı Tonguç'un
çabalarıyla açılmıştır.
Demokrat Parti’nin iktidarda olduğu dönemde Köy Enstitüleri, CHP ve SSCB
propagandası yaptıkları gerekçesiyle 1954’te Adnan Menderes tarafından
kapatılmıştır.
Vecihi Hürkuş : Askerî pilot, uçak
imalatçısı ve mühendisidir. 1932’de Türkiye’nin ilk sivil uçuş okulunu açtı.
Nuri Demirağ : 1936’da Türk havacılık
sanayisinin temellerini atan girişimci ve işadamıdır. Kendi adıyla anılan 2
uçak tasarlamıştır. 1945’te kurulan muhalefet partisi Millî Kalkınma
Partisi’nin kurucularındandır, parti genel başkanlığı da yapmıştır (1954
seçimlerinde Demokrat Parti’ye geçti).
NOT : Ülkemizde ilk radyo, 1943’te yayına başlayan Ankara Radyosu’dur.
Münir Nurettin Selçuk bu radyoda canlı konserler vermiştir. 1947’de de radyo
kapsamında Yurttan Sesler Korosu kurulmuştur.
II. DÜNYA SAVAŞININ SONUÇLARI
Siyasi Sonuçlar
Faşizm ve Nazizm gibi siyasi akımlar sona ermiş, Komünizm güçlenmiştir.
İngiltere ve Fransa’nın ekonomileri bozulmuş, sömürgeleri üzerindeki
hakimiyetleri azalmıştır. II. Dünya Savaşı’nın galibi olmalarına rağmen
eski güçlerini kaybetmişlerdir.
İtalya, Japonya ve Almanya’nın toprakları Müttefik devletler tarafından
işgal edilmiştir.
İtalya Afrika’daki tüm topraklarını kaybetmiş, ayrıca 1947 Paris Antlaşması
ile Rodos ve Oniki Ada’yı Yunanistan’a bırakmıştır.
Dünya barışını korumak amacıyla, New York merkezli Birleşmiş Milletler
Teşkilatı 1945’te kurulmuştur. Not: Türkiye, BM’de kurucu üyedir.
Almanya silahtan arındırıldı, Avusturya Almanya’dan ayrıldı. Potsdam’da
alınan kararlar uygulandı; Almanya, Avusturya, Viyana ve Berlin 4 işgal
bölgesine ayrıldı… Müttefikler 1949’da başkenti Bonn olan Federal Almanya
Cumhuriyeti’ni (Batı Almanya) kurarken SSCB de başkenti Berlin olan Demokratik
Almanya Cumhuriyeti’ni (Doğu Almanya) kurdu.
Japonya tarihte ilk kez işgale uğradı; ABD’li General Mac Arthur
gözetiminde, seçim yoluyla yeni bir hükümet kuruldu.
ABD ve SSCB, II. Dünya Savaşı’ndan yeni dünya düzeninin iki süper gücü olarak çıkmışlardır. ABD 1947’de Avrupa’nın güvenliği için Truman Doktrini doğrultusunda Marshall Yardımı’nı yaptı ve 1949’da NATO’yu kurdurdu.
Ekonomik Sonuçlar
Başta Almanya olmak üzere Avrupa’da birçok ülke hasar görmüş; tarım,
ticaret ve sanayi büyük zarara uğramıştır.
Dolar, Altın yerine kullanılabilen uluslar arası bir para birimi olmuş ve 1944’te Washington’da Uluslararası Para Fonu (IMF) kurulmuştur.
Toplumsal Sonuçlar
II.Dünya Savaşında, cephe gerisindeki birçok sivil de hayatını
kaybetmiştir. (Yaklaşık 50 milyon insan ölmüştür.)
Savaşan ülkeler arasında göçler artmıştır.
Savaş suçlularının yakalanarak, yargılanmasına çalışıldıysa da tam olarak başarılı olunamamıştır.
İnsan Hakları İhlalleri
Nürnberg’de (Almanya) toplanan uluslararası bir mahkeme tarafından suçlu görülen
Nazi Alman yöneticileri, Nazi Partisi siyasi liderleri ve diğer suçlular
yargılanmıştır.(1945-46)
Tokyo’da 1946’da kurulan bir mahkemede Japon yöneticiler yargılanarak,
cezalandırılmıştır.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” 1948’de kabul edilmiştir. (1789’daki İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile karıştırma)
Ortadoğu’nun Emperyalist Devletler Tarafından Yeniden Şekillendirilmesi :
Tüm dünya Yahudilerini İsrail’de toplamayı hedefleyen Siyonist Hareket,
1897’de İsviçre’nin Basel şehrinde Theodor HERZL önderliğinde ilk kongresini
yapmıştı. Kongrenin amacı Yahudi halkına bir vatan bulmak ve kendilerine vaat
edildiğine inandıkları topraklarda İsrail Devleti’ni kurmaktı.
Dünya Savaşı sırasında İngilizler, Balfour Deklarasyonu (1917) ile bir
Yahudi devletinin kurulmasına izin vereceklerini duyurdu. Savaştan sonra
Filistin, İngiliz mandasına bırakıldı. İngilizlerin göz yummasıyla bölgeye
yapılan yoğun göçlerle Yahudi nüfusu hızla arttı.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere, Filistin’in yönetimini BM’ye bıraktı
(1948). BM aynı yıl Filistin’de David Ben Gurion başkanlığında İsrail
Devleti’nin kurulmasına izin verdi (14 Mayıs 1948). Ertesi gün ABD ve SSCB yeni
devleti tanıdı. Böylece ilk kez BM’nin onayıyla bir devlet kurulmuş oldu. 1
milyon Filistinli komşu ülkelere göç ederek mülteci durumuna
düştü.Filistinliler, İsrail’in kuruluşunu El Nakba (Felaket
Günü) olarak anarlar.