4. ÜNİTE: İLK VE ORTA ÇAĞLARDA
TÜRK DÜNYASI
TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE
ÇIKIŞI
İLK TÜRK DEVLETLERİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ SİYASİ
GELİŞMELER
MÖ 220 Asya Hun Devleti’nin kurulması
216 Asya Hun Devleti’nin yıkılması (436
yıl varlık göstermiştir.)
370 Avrupa Hun Devleti’nin kurulması
375 Kavimler Göçü
496 Avrupa Hun Devleti’nin yıkılması (126
yıl varlık göstermiştir.)
552 I. Kök Türk Devleti’nin kurulması
630 I. Kök Türk Devleti’nin yıkılması( 78
yıl varlık göstermiştir.)
682 II. Kök Türk Devleti’nin kurulması
742 II. Kök Türk Devleti’nin yıkılması
(60 yıl varlık göstermiştir.)
744 Uygur Devleti’nin kurulması
840 Uygur Devleti’nin yıkılması (126
yıl varlık göstermiştir.)
Türk adına, gerek kaynaklarda gerekse araştırmalarda
çeşitli anlamlar verilmiştir.
Türk
adı;
Çin kaynaklarına göre “miğfer”,
Kaşgarlı Mahmut’a göre “olgunluk çağı”,
A. Wambery’e (Vambrey) göre “türemek”,
Ziya Gökalp’e göre “kanun
ve nizam sahibi”, “güç, kuvvet” anlamına gelmektedir.
Türk adı, 552’de bağımsızlığını ilan eden I. Köktürk
Devleti’yle resmî bir kimlik kazanmıştır. Türk adıyla kurulan ilk devlet I.
Köktürk Devletidir.
Türkiye kelimesi, coğrafi ad olarak 6. yüzyılda Bizans kaynaklarında “Orta Asya” için kullanmış, 12.
yüzyıldan itibaren ‘’Anadolu’’ için kullanılmıştır.
Not: Türklerin çok geniş bir
coğrafyaya yayılmış olmaları Türk Tarihini bir bütün olarak incelememize imkân vermemektedir.
Türk tarihini tam olarak inceleyebilmek için Çin, Hint, Pers, Arap, Rus,
Bizans, İtalyan, Latin, vb. kaynaklardan faydalanımıştır.
ORTA ASYA KÜLTÜR MERKEZLERİ
Türklerin bilinen ilk ana yurdu Orta Asya’dır.
Orta Asya;
batıda Hazar Denizi,
kuzeyde Sibirya,
doğuda Kingan
Dağları,
güneyde ise Hindukuş
Dağları arasında yer alır.
Orta Asya’da yapılan arkeolojik kazılar sonucunda elden
edilen kalıntılar sayesinde yeni kültür merkezleri ortaya çıkarılmıştır.
ANAV KÜLTÜRÜ (MÖ 4000-MÖ 1000)
Anav, günümüzde Aşkabat’ın (Türkmenistan) güneydoğusunda
bir yerleşim bölgesidir. Orta Asya’nın en eski kültürüdür.
AFANESYEVO KÜLTÜRÜ (MÖ 2500-MÖ 1700)
Türklere ait en eski kültür bölgesi olarak kabul
edilmektedir. Altay-Sayan Dağları’nın güneybatı bölgesinde (Minusinsk Bölgesi),
buluntu yerine bağlantılı olarak Afanesyevo adıyla bilinir.
Çakmak taşından ok uçları, bıçaklar, kemik iğneler,
bakır eşyalar, basit çömlekler bu kültürün belli başlı eserleridir.
ANDRONOVA KÜLTÜRÜ (MÖ 1700-MÖ 1200)
Yenisey yakınlarındaki Andronova kültür bölgesi bir
önceki Afanesyevo kültürünün gelişmiş şeklidir. Türklerin atalarına ait ilk
kültür merkezi olarak varsayılmaktadır.
KARASUK KÜLTÜRÜ (MÖ 1200-MÖ 700)
Andronova kültürü ile benzerlik gösteren Karasuk kültürü
adını Karasuk Nehri’nden almıştır. Dünyanın pek çok bölgesine göre demir daha
erken işlenmeye başlamıştır.
İskit kültürünü oluşturan atlı-göçebe kültürünün Orta
Asya'ya yayılmasını sağlamışlardır.
TAGAR KÜLTÜRÜ (MÖ 700-MÖ 300)
Karasuk kültürünün takipçisi olan Tagar kültürü,
kendinden önceki Türk kültürlerinin bir sentezi ve gelişmiş şeklidir.
Tunçtan bıçak, ok uçları, küçük hayvan heykelleri,
çeşitli hayvan tasvirleri ve otağ şeklinde ağaç evler bu kültürün belli başlı
eserleridir.
ORTA ASYA’DA KURULAN TÜRK DEVLETLERİ
Ana yurtta kurulan ilk Türk devletleri, boy birliği
şeklinde ortaya çıkmıştır.
Eski Türk toplumunun sosyal yapısı; oğuş (aile), uruğ
(aileler birliği), boy (ok), budun (millet) ve il (devlet) şeklinde
meydana gelmiştir. Türklerin toplum yapısında, aileler uruğları, uruğlar
boyları, boylar budunları (millet) meydana getirmiştir.
Eski Türk toplumunda en küçük birlik olan aile, kan bağı
esasına dayanmaktadır.
Türkler, devlete “el” veya “il” adını vermiştir.
Asya Hun Devleti’ne en parlak dönemini yaşatan Mao-dun,
yirmi altı boyu Türk tarihinde ilk kez tek bayrak altında toplamıştır. İlk Türk
devletlerinin kurulması ve güçlenmesinde etkili olan boylar, bu devletlerin
zayıflamasında da önemli rol oynamıştır.
Türklerde devleti yönetme yetkisinin kağana, Gök Tengri
tarafından verildiğine inanılırdı. Türklerde gücün kaynağı ilahidir.
İlk Türk devletlerinde siyasi iktidar kavramı “kut”
tabiri ile ifade edilmiştir. Tanrı, Türk kağanına kut vererek hükümdarlık
gücü ve yetkisi bahşetmiştir.Türklerde kağan olabilmek için Gök Tengri
tarafından kut verilmiş bir aileye mensup olmak gerekirdi. Kut, kan yoluyla
geçtiği için bütün hanedan üyeleri kağan olma hakkına ve yetkisine sahiptir.
Kağan olmak için aynı zamanda adil, yetenekli, ilim
sahibi, asil, cesur olmak gereklidir. Eski Türklerde kuta sahip olan hanedan
üyeleri arasında kağan seçmek için kurultay toplanmıştır. Türklerde kağan, hem
bütün devlet teşkilatının başı hem de toplumun lideri durumundaydı. İlk Türk
devletlerinde hükümdarlara; şanyü, tanhu, han, yabgu, ilteber, idikut, erkin ve
kağan gibi unvanlar verilmiştir.
Türklerde hükümdarlık sembolleri taht,
davul, otağ, kotuz, tuğ ve yaydır.
Kağan ülkeyi idare eder, töre koyabilir ve gerektiğinde
yargılama da yapabilirdi.
Asya Hun Devleti (MÖ 220-MS 216)
Orta Asya'da bilinen ilk Türk Devletidir.Devletin
merkezi Ötüken’dir.
Hunların bilinen ilk kağanı, “büyüklük ve genişlik”
anlamına gelen Şan-yü veya Tan-hu unvanını taşıyan Tuman (Teoman)’dır. Hun
Kelimesi "Halk" anlamında kullanılmıştır.
En parlak dönemleri Mete Han (Mao-dun) dönemidir.
(M.Ö 209-174) Mete Han "Tanhu" ünvanı aldı.
Mete Han, Bilinen ilk düzenli orduyu oluşturdu
(Onlu Sistem). Mete'nin oğlu Ki-Ok Çin prensi ile evlendi.
Asya Hunları M.S. 216 yılında yıkıldılar.
Kök Türk Devleti (552-630)
Türk adı ile kurulan ilk devlettir. Ötüken devlet
merkezidir.
Bumin Kağan tarafından Avar hakimiyetine son
verilerek kurulmuştur.
Türeyiş destanı önemlidir. Ergenekon destanına göre
Köktürkler Aşına sülalesinden gelmiştir.
Bumin, İl Kağan unvanını alarak ülkenin batı kısmının
idaresini kardeşi İstemi Yabgu’ya verdi. İstemi Kağan 'Yabgu' ünvanı ile
devletin batı bölümünü yönetiyordu
Mu'kan Kağan zamanı devletin en güçlü
olduğu dönemdir.
Sasanilerle birleşerek Akhun devletini yıktılar.
Sasanilere karşı Bizansla ittifak yapıldı.
Köktürkler 581 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye
ayrıldılar. Doğu Köktürkler 630 yılında sona erdi. Batı Köktürkler 659 yılında
Çinliler tarafından yıkıldı.
II. Kök Türk Devleti (682-742)
Kurucusu Kutluğ Kağandır. Merkezi Ötüken'dir.
Kutluk Kağan, devleti derleyip toplayan anlamına gelen “İlteriş”
unvanını aldı.
Tonyukuk ise “Apa Tarkan” unvanını alarak bütün askerî
ve idari işlerin planlanmasında İlteriş Kağan’ın en büyük yardımcısı oldu.
Tonyukuk önemli bir devlet adamıdır. 46 yıl hizmet etmiştir. Budizmin
Türkler arasında yayılmasını engellemiştir.
İlteriş'in yerine Kapgan Kağan geçti.
Devletin en parlak dönemi Kültigin ve Bilge
Kağan dönemidir.
Türk kültür tarihinin baş eserleri olan Köktürk
kitabeleri (Orhun Yazıtları) Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk
adına dikilmiştir.
Bilge Kağan’dan sonra devletin başına geçen kağanların
yetersiz olmaları zamanla devleti zaafa uğrattı.
II. Kök Türk Devleti, 742’den itibaren yaşanan
isyanlarla zayıfladı. Basmil, Karluk ve Uygurlar birleşerek II. Kök Türk
Devleti’ne son verdi.
İlk Türk alfabesini Köktürkler kullanmıştır.
(38 harf)
Uygur Devleti (744-840)
Uygurlar, Hunların ve Köktürklerin kültür mirası
üzerine kurulmuştur.
744 yılında Kutluk Bilge Kül Kağan, Uygur
Devleti’ni kurmuştur
Moyen-Çor döneminde Çin'i vergiye bağlamışlardır.
Bögü Kağan döneminde Mani dinini benimsediler.
Maniheizm ve Budizm Uygurların savaşçı özelliklerini köreltmiştir. Sanat
anlayışlarında büyük değişiklik meydana gelmiştir.
İlk yerleşik hayata geçen Türk devletidir.
Uygur Harfleri kullanılmıştır. Kağıt
yapmayı öğrenmişlerdir.
840 yılında Kırgızlar tarafından yıkılmışlardır.
Not: Kırgız yenilgisinden
sonra başka bölgelere göç etmek zorunda kalan Uygurlar, zamanla gittikleri
yerlerde yeni devletler kurdular. Çin’in kuzeyine göç eden Sarı (Kansu)
Uygurlar ve Turfan Uygur Devleti’dir. Sarı Uygurlar günümüzde Kuzeybatı Çin’de
yaşamayan devam etmektedir. Turfan Uygur Devleti ise günümüzde Çin’e bağlı Doğu
Türkistan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşamaktadırlar.
Gücün Meşruiyet Kaynağı
Orta Asya; Bozkır hayat tarzına sahiptir Bozkır kültürü
atlı göçebeleri sayesinde çabucak organize olabilen savaşçı bir toplum yapısına
sahiptir.
Bozkır sahalarında iklim ve coğrafya gereği sürekli
hareket hâlinde olan konar-göçerler bir hayat gelişmiştir. Her an saldırıya
açık bir coğrafyada yaşadıkları için konar-göçer toplulukların silahlı güce
ihtiyaçları vardır. Bozkır kültürünün ögelerinden atı kullanan ve demiri
işleyen Türkler askerî bakımdan çevresindeki milletlere üstünlük sağlamıştır.
Türk ordusu, ücretli askerlerden değil her an
savaşabilecek durumda olan süvarilerden kurulmuştur
Güç Paylaşımı ve Yönetim
Türk devlet teşkilatında kurultay (toy); siyasi,
kültürel, hukuki ve ekonomik konularda genel kararlar alan ve devlet
yönetiminin temelini oluşturan en yüksek kuruluştur.
Kağan, hanedan üyeleri, hatun, aygucı ve boy beylerinden
oluşan kurultay, genellikle yılda üç kez toplanarak devlet
işlerini görüşürdü.
Kurultay’ın üyelerine “toygun” denilirdi.
Kurultay, kağanın seçimi veya görevden alınmasında da etkiliydi.
Kağan, kurultayın doğal başkanıydı ve kağanın olmadığı
zamanlarda aygucı (başbakan) kurultaya başkanlık ederdi.
Kurultaylarda alınan kararlar halka duyurulurdu. Kurultay kararlarının
uygulanmasını sağlamak ve takip etmek için ‘’buyruk’’lardan (bakan)
oluşan bir ayukıya (hükûmet) ihtiyaç duyulmuştur.
ilk Türk devletlerinde, kurultay (yasama)
ve hükûmet (yürütme) birbirlerinden ayrı kurumlardır.
Kurultayı toplantıya çağırma, töre değişikliğini teklif
etme, aygucıyı tayin etme, yargıya başkanlık etme görevleri kağana aittir.
İlk Türk devletlerinde ülkenin yönetimi, Hunlardan
itibaren devlet yönetiminde kolaylık sağlamak amacıyla doğu ve batı olmak üzere
ikiye ayrılmıştır. İkili teşkilatlanma denilen bu sistemde, daima bir tarafın
hâkimiyet üstünlüğü tanınmıştır. Batı’daki yabgu unvanlı yönetici, Doğu’daki
kağana bağlı olarak töre hükümlerini yürütmüştür.
Türk kağanını kut yani siyasi iktidar ile donatan Gök
Tengri, ona iktisadi güç anlamına gelen “ülüş” bağışlamıştır. Ülüş, Türkçe
“üleşmek” anlamına gelmektedir. Tanrı, “ülüş” bağışı ile Türk ülkesinde bolluk
ve bereketi artırmıştır. Türk kağanı da bu gücü halkın lehinde kullanarak elde
ettiği maddi varlığı adil bir şekilde halka dağıtmıştır.
İlk Türk Devletlerinde Töre
İlk Türk devletlerinde hukukun temelini ve kaynağını
geleneklerden alan sözlü hukuk kuralları denilen “töre” oluşturur. Töre; sosyal
düzeni sağlayan örf, âdet, gelenek ve ahlaki değerlerden beslenerek ortaya
çıkmıştır.
Türk kültürü hakkında bilgiler Orhun Yazıtları, Yenisey
ve diğer yazıtların okunmasıyla daha iyi anlaşılmıştır.
Bir siyasetname örneği olan Orhun Yazıtları, Türklerin
devlet ve yönetim anlayışı ile ilgili önemli bilgiler içermektedir
Yazıtlara göre dünya hâkimiyeti, Tanrı tarafından Türk
kağanlarına bir görev olarak verilmiştir.
Yazıtlarda kağanların millete karşı sorumlu olduğunu ve
millete hesap verdiğini gösteren örnekler de bulunmaktadır.
İÇ ASYA’DA (ORTA ASYA) HAYAT
Orta Asya’da, Türk boyları konar-göçer bir yaşam tarzını
benimserken bir kısmı da yerleşik yaşam sürmüştür.
Eski Türk topluluklarının özellikle su kaynaklarına
yakın, yaylak-kışlak hayatı üzerine kurulu bir yaşamları vardır.
Türkler, yaşamaya uygun alanlarda yerleşik hayata
geçerek şehirler kurmuş ve eserler meydana getirmiştir.
Türklerin Ana Yurttan Göçleri
Türk toplulukları, çeşitli nedenlerle yaşadıkları
bölgeleri kitleler hâlinde terk ederek çok uzun mesafeler kat etmek suretiyle
başka alanlara göç etmiştir.
Ekonomik sıkıntı yani ana yurt topraklarının geçim
bakımından yetersiz kalması,
Kuraklık, nüfus artışı ve otlak darlığı
Sınırlı bir tarım dışında sadece hayvan
yetiştirilebilmesi gibi ekonomik,
Türklerde bir boyun başka bir Türk boyunu yerinden
çıkararak göçe mecbur etmesi
Yabancı (Çin ve Moğol), ağır dış baskıya maruz kalmaları
Başka milletlerin egemenliğini kabul edip istiklalden
mahrum kalmaktansa memleketi terk etmeyi tercih etmeleri
Türklerdeki fetih arzusu ve Türk cihan hâkimiyeti ideali
gibi de siyasi nedenleri görülür.
ORDU-MİLLET TÜRKLER
Türkler, tarih boyunca savaşçı kimliğiyle ön plana
çıkmış bir millettir.
Türk toplumunda eli silah tutan herkes asker sayıldığı
için ilk Türk devletlerinin ordularında, Hazar Devleti hariç, ücretli yabancı
asker yoktur.
Sürekli olan Türk ordusunda kadın-erkek, genç-yaşlı her
an savaşabilecek durumdadır.
Tarihte düzenli ilk Türk ordusunu Mao-dun (Mete Han) MÖ
209’da kurmuştur. “onlu teşkilat”
Orhun Yazıtlarında ordu kelimesi “sû” terimi olarak
kullanılmıştır. Ordunun başında bugünkü genelkurmay başkanı yerinde olan
“sû-başı”lar bulunmuştur.
Türkler, medeniyet tarihine önemli katkılar sağlamıştır.
Bunlardan biri atı ehlileştirmesi ve savaş aracı olarak kullanması diğeri de
demiri işleyerek silahlar yapmasıdır. Türkler, atı savaş sahasında kullanarak
düşmanlarına karşı hız ve manevra üstünlüğü kazanmıştır.
Süvarilik için zaruri olan pantolon, deri kuşak ve potin
de Türklerin icadıdır. Süvarilerden oluşan Türk ordularının başlıca silahları,
ok ve Yaydır.
Türklere özgü bir savaş taktiği olan Turan taktiği, iki
farklı savaş yönteminin uygulanması ile yapılan bir savaş usulüdür. Bu taktik,
sahte ricat (geri çekilme, kaçma)ve pusudan oluşur.
TÜRK GÖÇLERİ VE KAVİMLER GÖÇÜ
Büyük Hun Devleti'nin dağılması ile birlikte Hazar
Denizi ve Aral Gölü arasında toplanan Hunlar, batıya doğru hareket etmişlerdir.
Bu gelişmeyle birlikte İdil (Volga) ırmakları etrafında yerleşik Alanlar,
Vandallar, Süebler, Gotlar gibi kavimlerin de Doğu Avrupa'dan Batı Avrupa’ya
ve Kuzey Afrika'ya hareket etmeleriyle ortaya çıkan göç olayına Kavimler
Göçü denir. (375) Avrupa’nın bugünkü etnik yapısı Kavimler Göçüyle
ortaya çıkmıştır.
Sonuçları:
Asya ve Avrupa'nın yeni çehresi belirlendi. Yeni
yerleşim bölgeleri oluştu.
Roma imparatorluğunun toprak dengesi bozuldu ve Devlet
Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. (395)
İlk çağın sona ermesine ve Orta Çağın başlamasına
etki etti.
İngiltere, Fransa, İspanya ve İskandinav devletlerinin
temeli bu göç olayı ile oluştu.
Asya Bozkır sanatı Avrupa ile tanıştı.
Avrupa kıtasında Feodalite ve Derebeylik ortaya çıktı.
Şövalyelik ruhu canlandı. Kilise ve papalığın etkisi arttı.
Almanların Nibelungen destanı doğdu.
Avrupa Hun Devleti
Avrupa Hunlarının kurucusu Balamir'dir. Balamir’den
sonra hükümdar olan Uldız, Hun dış politikasının ana hatlarını belirlemiştir.
Macaristan bölgesinde kurulmuştur.
Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu ile diğer Avrupa
Devletleri ile mücadele etmişlerdir.
En önemli hükümdar Atilla'dır. Rua’dan sonra
hükümdar olan Attila, devlete en parlak dönemini yaşatmıştır. Roma’yı vergiye
bağlayarak batıdaki hâkimiyetini pekiştirmiştir. Verdiği sözleri yerine
getirmediği için 441 yılında Doğu Roma üzerine I. Balkan Seferi’ni
düzenlemiştir. Attila, 447 yılında Doğu Roma’nın barış şartlarına yine uymaması
üzerine II. Balkan Seferi’ne çıkmış ve Doğu Roma’yla Anatolios Antlaşması’nı
imzalamıştır. Bu antlaşmayla birlikte Attila, devletinin dış siyasetini
değiştirmiş ve Batı Roma İmparatorluğu üzerine yönelmiştir. Balkan
seferlerinden sonra Attila yönünü Batı Roma’ya dönmüştür.
Başkentin düşeceğinden endişe eden Romalılar 452
yılında, Papa I. Leo (Lio) başkanlığında bir barış heyetini Attila’ya göndermiş
ve Atilla’nın Roma’yı esirgemesini istemiştir.Papa’nın güvence isteğini kabul
eden Attila, böylece Batı Roma’ya üstünlük sağlamıştır. Attila, bu sefer
dönüşünde ölmüş ve yerine sırasıyla oğulları İlek, Dengizik ve İrnek geçmiştir.
İrnek Dönemi’nde Avrupa’da tutunamayacağını anlayan
Hunlar, Karadeniz’in kuzeyine çekilmiştir.
DİĞER TÜRK TOPLULUKLARI
Hazar Devleti
6. yy.'da Don-Volga bölgesinde ve Kafkasya’da hâkimiyet
sürmüşlerdir. Sabar Türkleri’nin devamı olarak bilinirler.
Bizansla Sasanilere karşı ittifak yapmışlardır.
Ticaretle uğraşmışlardır. Hazar denizi adı onlardan
kalmadır.
Ruslarla kültürel ve ticari ilişkiler kurmuşlardır.
Musevilik dini kabul etmişlerdir. (377) Din
konusunda çok hoşgörülüdürler. Başşehirlerinde Cami,Sinagog, Kilise yan
yana idi.
Hz. Osman döneminde İslam ordularının Kafkasya’ya
gelişleri Hazarlar tarafından engellenmiştir.
Kiev Rus prensliği tarafından yıkıldılar.
Karluklar
Kök Türklerin hâkimiyeti altında yaşamış, Orta Asya
tarihinde önemli rol oynamıştır.
751 Talas Savaşı’nda Çinlilere karşı Müslüman ordusunun
yanında yer almıştır.
840’ta Uygur Kağanlığı’nın yıkılması üzerine kendini Kök
Türkler’in halefi kabul eden Karluk Hükümdarı Bilge Kül Kadir Kağan “Kara Han”
unvanını almıştır.
Karluk Devleti değişiklik geçirerek aynı zamanda Orta
Asya’da ilk Türk İslam devleti olan Karahanlılar’a dönüşmüştür.
Avar Hakanlığı
Avrupa'ya Köktürkler etkisiyle göç etmişlerdir.
Orta Avrupa’ya hakim oldular. Bugünkü Romanya'da yaşamışlardır.
560 yılında Avrupa ve Bizans için tehlikeli
hale gelmişlerdir.
Ünlü hükümdarları Bayan Kağandır.
İstanbul'u kuşattılar fakat alamadılar (619-629
iki defa)
Slavlara teşkilatçılığı öğretmişlerdir.
Hrıstiyanlaşmışlardır.
Türgişler
Köktürklerin bir kolu durumunda iken
bağımsız oldular.
Maveraünnehir bölgesinde İslam ordularının Orta Asya’ya
yayılmasını önlemişlerdir.
Bağa Tarkan döneminde kendi adlarına
para bastırmışlardır.
Bulgarlar
2. yüzyılda Orta Asya’dan Avrupa’ya başlayan göçle Hazar
Denizi-Karadeniz arasındaki topraklara yerleşmiştir.
Tuna Bulgarları ve İtil Bulgarları olarak iki devlete
ayrılmıştır
Tuna Bulgarları Simeon zamanında Slavlaşmış veÇar ünvanı
kullanmıştır.
İtil (Volga) Bulgarları müslümandır.
1237'de Altınordu Devleti tarafından yıkıldı.
Oğuzlar,
Oğuzlar,10. yüzyılda Oğuz Yabgu Devleti’ni kurdular. X.
yüzyılın sonlarına doğru İslamiyet’i kabul eden Oğuzlar, Büyük Selçuklu ve
Osmanlı gibi cihanşümul devletler kurmuşlardır.
Peçenekler,
Köktürklere bağlı olarak Aral gölü çevresinde
yaşamışlardır. 1050'de Bizans hakimiyetine girdiler.
Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Peçenekler,
Malazgirt Savaşı’nda Bizans ordusundan ayrılarak Alp Arslan’ın ordusuna
katılmıştır. Balkanlarda çeşitli kültürler içinde erimişlerdir.
Kıpçaklar,( Kumanlar)
Batı Kök Türk topluluklarındandır. Bizans’a karşı
akınlar düzenlemişlerdir.
1250’de Mısır’da kurulan Memlûklular Devleti kısa bir
süre sonra Kuman-Kıpçak Türklerinin eline geçmiştir. Zaman içerisinde
Hristiyanlığı benimsemiştir.
Kırgızlar,
Uygurlara son veren Kırgızlar, Orta Asya’da hüküm
sürmüştür.
Moğollarla mücadele etmişledir.
En önemli özellikleri Manas Destanı meydana getirmiş olmalarıdır.
Kırgızlar, 1991 de SSCB’den ayrılarak bağımsız oldular
ve Kırgızistan devletini kurmuşlardır.
Macarlar,
9. yüzyılın başlarında Hazar egemenliği altında olan
Macarlar, Peçeneklerin baskısıyla batıya doğru göç etmiştir.
896’da Macaristan’a yerleşen Macarlar, Hristiyanlığı
benimseyerek Türk kimliğini kaybetmiştir.
.
Diğer Türk topluluklarında bazı şeyler eksik.
YanıtlaSilMerhaba, Nasıl yardımcı olabilirim. Ne gibi bilgiler eksik?
Sil